İhlas Medya Grubu çatısı altında yayın yapan Türkiye’de İş Dünyası dergisi, İş Dünyasının Seçkin davetlilerin katlımıyla 3.yılını Pasta kesimiyle Four Seasons Bosphorus Hotelde görkemli bir şekilde kutladı.
İhlas Medya Grubu çatısı altında yayın yapan Türkiye’de İş Dünyası dergisi, üçüncü yılını büyük bir coşkuyla karşılıyor. Dergi, kuruluşundan bu yana sürdürülebilirlik, kadın hareketine destek ve yerel iş birlikleri gibi önemli konulara odaklanarak iş dünyasının gelişimine katkıda bulunuyor.
Derginin 2 yıllık geçmişinde savunma sanayii, tekstil, hazır giyim, gıda, turizm gibi sektörlerde Türkiye'nin ilerleme kaydettiği noktaları uzman görüşleri ve güncel rakamlarla aktarıyor. Her sayısı farklı temalarla çıkan dergi, okurlarının fikirlerine değer vererek interaktif bir yayıncılık anlayışı benimsiyor.
Yıl dönümü etkinliği, İstanbul Valisi Davut Gül, İhlas Medya Grup Başkanı Aslıhan Ören, iş dünyasının önde gelen isimlerinin katılımıyla gerçekleşti. Davut Gül, Türkiye’de İş Dünyası’na başarılar dilerken, İhlas Medya Grup Başkanı Aslıhan Ören detaycılığın başarıdaki önemine vurgu yaparak büyük bir heyecanla üçüncü yılına "merhaba" dediklerini belirtti.
Derginin Genel Yayın Yönetmeni Celal Toprak, özellikle kadın girişimciliğine odaklandıklarını ve sektöre katkı sağlamayı amaçladıklarını belirtirken, Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt, derginin ülkemize değer kattığını ve üretim yapmanın varlığı korumanın önemli bir koşulu olduğunu ifade etti.
İstanbul Tekstil İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Öksüz ise Türkiye’de İş Dünyası dergisinin kadın emeğine ve detaycılığa borçlu olduğu başarısını vurgulayarak, dergi ekibine başarılar diledi. Türkiye’de İş Dünyası dergisi, yeni yılını kutlarken, iş dünyasının önde gelen isimleriyle bir araya gelerek sektörel başarıları ve gelecek hedefleri hakkında değerli görüşler paylaştı.
İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, Kasım ayı meclis toplantısında Türkiye ekonomisinin geldiği noktaya dair önemli açıklamalarda bulundu. Avdagiç, geçen 5 aylık dönemde atılan doğru adımların ekonomide olumlu sonuçlarını görmeye başlandığını ifade etti. Bu süreçte uygulanan para politikasının etkisiyle takur aklarının sona erdiğini, ithalatta belirgin bir yavaşlama sürecine girildiğini ve cari dengenin iyileşme yolunda olduğunu belirtti.
İthalatın ağustos ayında yüzde 7, eylülde ise yüzde 15'e yakın düşüş gösterdiğini vurgulayan Avdagiç, dış ticaret açığının ise söz konusu aylarda sırasıyla yüzde 23 ve yüzde 48 azaldığını açıkladı. Ayrıca, ekim ayı ihracat rakamlarının geçen yıla göre yüzde 7.4 artarak 23 milyar dolara yaklaştığını belirtti.
İkinci olarak, mevduat tarafında yaşanan gelişmeleri paylaşan Avdagiç, son iki ay içinde TL mevduat hacminin 1 trilyon lira civarında arttığını, KKM'nin 350 milyar TL, döviz mevduatının ise 4 milyar dolar düşüş kaydettiğini açıkladı.
Üçüncü olarak, sanayi üretimindeki artışa dikkat çeken Avdagiç, yıllık bazda temmuzda yüzde 7.6, ağustos ayında yüzde 3.1 artan toplam sanayi üretiminin, ekonomideki dengeleme sürecinin bir göstergesi olduğunu söyledi.
Dördüncü olarak, finansmanın pahalılaşmasına rağmen ticari taraftaki kredi büyümesinin tüketim tarafından belirgin olarak ayrıştığını belirten Avdagiç, bu durumun ekonomik dengenin sağlanmasında önemli bir gösterge olduğunu ifade etti.
Son olarak, Avdagiç, enerji kullanımına ilişkin verilere değindi. Türkiye'nin toplam enerji üretiminin temmuzda yüzde 4.7, ağustos ayında yüzde 4.9 arttığını ve enerji tüketiminin ise sırasıyla yüzde 9.5 ve yüzde 5.2 arttığını açıkladı. Avdagiç, bu verilerin Türkiye'nin enerji sektöründeki büyümeyi yansıttığını belirtti.
Antalya Turizm Fuarda Yine Yoksunuz Belediye Başkanı
Antalya Turizm Fuarı, Selçuk Meral’ın Kurucusu olduğu GM Center tarafından 26-27 Ekim 2023 tarihleri arasında 5.ncisi düzenlendİ.
Ancak gözler yeterli protokolun katılımını göremedi.
Sürekli olarak düzenlenen ticaret fuarlarının şehirlerin markaları üzerindeki etkisi yadsınamaz
Öncedende yazdığımız gibi Fuarlar, ülkenin ekonomik faaliyetinde çok önemli bir rol oynarlar.
Protokolun ilgisi yoğun olduğu takdirde fuara çok daha değer katar.
Şehri, Güçlendirme. Ekonomik canlılık. Sosyal ilerleme. Çevresel sürdürülebilirlik. Bu dört ilke sertifikasına, turizmin alternatifi fuarlar, kongreler rehberlik eder.
26-27 Ekim 2023 tarihleri arasında gerçekleşen ve çok başarılı Antalya Turizm Fuarın açılış protokolunda Antalya Büyük Şehir Belediye Başkanı yok. Belediye Başkan yardımcıları yok. Antalya İlçe Belediye Başkanları yok. Büyük şehir Belediye Genel sekreter Yardımcısı var. Ayrıca sektör içinden gelmesine rağmen, Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy yok. Programda protokol konuşmalarında geldiği takdirde parantez içinde yazılı değilse teyit edilmiş algısını taşıyoruz.
Bu kadar mı önemsemiyorsunuz fuarı..
Bir yıl önceden, aylar önceden gerçekleşecek tarihi belli olan fuara zaman ayrılabilir düşüncesindeyiz. Çocuğunuzun nişanı ve Düğünü gibi görmelisiniz fuarları… Çocuğunuzu sevmiyorsanız zaten katılmazsınız, ne maddi nede manevi yardım yapmazsınız.
Fuarlar sayesinde şehirler ticaret merkezleri haline geldi ve dünyanın farklı şehirlerine pek çok zenginlik getirdi.
Fuarlar Kongreler, Turizm açısından, geçici ve kalıcı istihdam olanakları sağlar, kültür alışverişini teşvik eder ve barışı geliştirir.
Neden Katılmazsınız?
Ticaret fuarları çok güçlü bir pazarlama ortamıdır. Binlerce uluslararası alıcı ve satıcıyı kısa sürede tek bir yerde bir araya getirmektedir.
En son trendleri ve yenilikleri sizlerinde şahsen görme fırsatınız, şansınız var. Akıllı şehir için istifade edecekleriniz var. Turizm oyuncularıyla bire bir görüşmeyle eksikleri, aksaklıkları, fırsatları görme şansına ve çalışmaları dahada verimli hale getirmeye yönelik avantajlarınız var.
Aslında, turizm sadece belirli bir kişiyi istifade ettirmekle kalmaz, bütün bir topluluk sayısız avantaj elde eder.
Başlangıç olarak, çok sayıda ülke, turizmden çekici miktarda zenginlik yaratabileceğinden, dikkate değer ve inanılmaz turizm alanını tanıtmak için etkin bir şekilde çalışıyor. Bu fuarlarda Konaklama, Otelcilik, Seyahat, Teknoloji, İnsan Kaynakları, Taşeron, Ulaşım, Lojistik, Sağlık, Kongre, Toplantı, Etkinlik, Spor gibi turizmin temel direklerinden ortam sağlamaktadır.
Turizm sektörü GSYİH kazançlarına önemli ölçüde katkıda bulunur, seyahat işlerinden elde edilen servet, alt yapı tesislerinin iyileştirilmesi için kullanılabilir ve bu da yaşam standartlarını yükseltebilecektir.
Benzer şekilde, yerel ürünler üne kavuşur, sonuç olarak, yerel toplumlar çarpıcı işlere sahip olurlar ve geçimlerini arttırırlar, ayrıca farklı kültür ve geleneklere sahip insanlar arasında yaratılan ilişkiler önem kazanır.
Öte yandan, turizmin etkili sonuçları birey için son derece faydalıdır. Turizm sektörü çok sayıda işsizi barındırmaktadır, bu nedenle suç oranında azalma görülmektedir. Ayrıca, kişi etkili iletişim yollarını öğrenme fırsatı bulur, güven seviyelerini ve farklı dilleri öğrenmenin önemini anlama şanslarını arttırır.
Özetlemek gerekirse, turizm hem bir kişi hem de tüm toplum için gerçekten refah ve övgüye değer faydalar sağlar. Şehriniz için çok basitce özetlenen aslında çok fayda sağlıyan bu turizm alternatifi fuar kongrelere protokol olarak katılmanız daha da çok ilgiyi artırır İlçe, şehir dolayısıyla Ülke sosyal, ekonomik kültürel yararlar sağlar.
Tekstilden, gıdaya, inşaat’dan kedi kumuna kadar çok geniş kullanım alanı bulunan ve faydaları saymakla bitmeyen kenevirde baş aktörlerden Keneviro kenevir işleme fabrikası Samsun tesisinde ham ve boyalı elyaf üretimi, boyalı ve ham iplik üretimi, kıtık üretimi sonrası yeni ürünlere de yöneldi. Kenevirden Bal Çok dikkat çekti.
KENEVİRO Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Balkuv işletme ailesiile birlikte Ortaköy Mandarin Hotelde Basın mensubları ile bir araya gelerek Keneviri uzun en ince ayrınısına kadar bilgi verdi.
Keneviro, 30 milyon dolar yatırım yaparak Samsun Havza OSB’de kurduğu kenevir işleme fabrikasıyla, tohumdan nihai ürüne kadar üretim zincirini kuruyor. Keneviro, yüzde 100 doğal kedi kumu ve hayvan altlığı üretimi yapacak. Endüstriyel kenevirin ithalattan bağımsız, sıfır ithalatla tamamen yüzde 100 ihracat yapma potansiyeli sunduğunu söyleyen KENEVİRO Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Balkuv, “Bu yatırım milli bir projedir” dedi.
Basın Mensuplarına Kenevir Balı ikram eden Uğur Balkuv, Türk tarımına kazandırılmasına dikkat çekti.
Tekstilden kozmetiğe, ilaçtan inşaata, otomotiv sektörüne ve diğer sektörlere 100’ün üzerinde farklı ürün üretmeyi sağlayan kenevir, Türk tarımına kazandırılıyor. Eski dönemlerde lifleri sicim, halat, yelken ve kumaş üretiminde kullanılan, yaprakları ve çiçeği de ilaç, merhem olarak kullanılan kenevir, 1920’den sonra bioyağ, bioyakıt ve kompozit üretiminde kullanıldı. Ancak daha sonra kötü niyetli kullanımlar nedeniyle ekimi yasaklandı. Türkiye de bu ülkelerden biriydi. 2016 yılında Resmi Gazete'de yayınlanan tebliğle, kenevir yetiştirilecek yerlerde, ekiminin izne bağlanması, gerekli kontrollerin yapılması ve izinsiz ekimlere uygulanacak işlemlere ilişkin esaslar belirlendi. 2019 yılında da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kenevir üretimini yeniden yaygınlaştırmak ve ülkemizin kenevir üretim hacmini artırmak için bir karar aldıklarını açıklaması ve 20 ilin pilot bölge olarak belirlenmesiyle, kenevire yönelik tarımsal politikalar yeniden şekillendi.
Keneviro aile işletmecisi yetkililerin verdiği bilgilere gore;
Kenevirden Neler Üretmek Mümkün?
Tohumundan yağ, gıda ve kozmetik;
Tohum küspesinden hem insana hem de hayvana protein ağırlıklı besin takviyesi;
Elyafından iplik, izolasyon malzemesi ve kompozit;
Kıtığından hafif nefes alan hafif tuğla ve yapı malzemeleri (tabiat evleri, hafif deprem konutları);
Kıtığından doğada eriyebilen, plastiğin (pet şişe vs.) yerini alacak biopolimer,
Kıtığından WPC [ağaç,plastik,kompozit] (kıtık ve plastiğin karışımından oluşan kompozit dış cephe malzemeleri);
Kıtığından havyan altlığı, kedi kumu;
Kıtığından mobilya sektörüne hammadde;
Kıtığından enerjiye yönelik üst seviye çalışmalar karbon, aktif karbon, bioçar, izolasyon malzemesi;
Çiçeğinden ve yaprağından CBD, bağışıklık sistemini güçlendiren bir bileşen, ilaç ve kozmetik sektörü;
Yaprağından ayrıca kozmetik ve gıda sektörü,
Selüloz tesisi akabinde kağıt türevleri üretimi gerçekleşebilecek.
Adana’da 7. ncisi düzenlenen “Uluslararası Adana Lezzet Festivali” nedeniyle İstanbul Ortaköy Feriye Lokantasında gerçekleşen lansmanda; Adana Büyük Şehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar “Adana’ya Gelin, Ciğerimizi Yiyin” sözüne karşı Adana’ya Geldik ciğer yedik ama Ciğerinizi Yemedik…Başarılı Adana’lının ve Ülkeyi seven sıcak insanın Ciğerini yemedik ama Ciğerini çok sevdik.. Guide PR İletişimin kusursuz 10 numaralık verdiği Halkla ilişkiler hizmetiyle ve Tüm herkesi memnun eden Mükemmel organizasyonla Adana Gastronomide değil sadece Adana, Türk, Dünya mutfağının ağız tadı..
Gastronomi turizmi, bölgeye özgü yemeklerin sunulmasıyla o bölgeye ait kültürel kimliği ve mirası yansıtmakta ve böylece yerel destinasyonlar için rekabet avantajı sağlamada etkili bir araç durumdadır.
Kent protokolü tarafından yakılan Festival mangal ateşi zaten bunun bir göstergesiydi.
Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, milletvekilleri, oda başkanları, destek veren kurum ve kuruluşların başkanlarının katılımıyla önce Merkez Park içerisinde kortej yapıldı. Kortej de ilgimizi çeken Akdeniz Kadınları Bando grubu oldu. İstirahat halinde Bando şeflerinden aldığımız bilgiler “Yarım Kalmış Hayaller” olarak tanımladı grubun amacını..Tam açılımını sormak istemedik. Ancak başarılı marşlarını ve her türlü şarkıların performansını son derece mükemmel bulduk..
Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri ile odalar ve sivil toplum kuruluşlarının katkılarıyla organize edilen 7. Uluslararası Adana Lezzet Festivali, Merkez Park’ta açılış konuşmalarında kültürel çeşitliliğinin en önemli unsurlarından birinin yemek kültürü olduğunu belirten, Adana Valisi Yavuz Selim Köşger, “Bu topraklar 10 bin yıllık medeniyetin beşiği. Çukurova, Kilikya üzerinde çeşitli medeniyetlerin kurulduğu önemli bir merkez. Bir materyalden onlarca ürün üretmek çok önemlidir. Depremin hemen ertesinde bu festivali yapmakta tereddüt vardı. Bende hayatın devam etmekte olduğunu, biz Türklerin her zaman düştüğümüz yerden kalkmamız gerektiğini söyledim ve faaliyete başladı arkadaşlar. 1 ay içerisinde bu organizasyon ortaya çıktı. Bu organizasyona katkı sunan herkese teşekkür ediyorum” dedi.
Adana’da 365 gün lezzet şöleni yaşandığını söyleyen Vali Köşger, “Aslında Adana’da 365 gün lezzet festivali var ancak bizim turizmi daha organize bir şekilde yapmak için üstesinden gelmemiz gereken bazı hususlar var. Bütün turizmde ortak payda yeni lezzetler tatmak. Bu Lezzet Festivali doğru belirlenmiş bir taktik. Adana’da turizmin lokomotifi lezzet olacak” sözleri gerçekten Gastronomi turizmi, bölgeye özgü yemeklerin sunulmasıyla o bölgeye ait kültürel kimliği ve mirası yansıtmakta ve böylece yerel destinasyonlar için rekabet avantajı sağlamada etkili bir araç durumdadır. Bu bağlamda gastronominin gıda biliminin önemi ve eğitimi bir kez daha gerekli olduğu aşikardır.
Anadolunun birçok medeniyete evsahipliği yapmasından dolayı çok geniş kültürüne sahibiz. Beşyüz yıllık bir mirası barındıran ülkemizde, turizm geleceği günden güne artış göstererek üst seviyelere doğru yükselmektedir.
Adana’nın bir lezzet kenti olduğunu söyleyen, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar “Cumhuriyetimizin 100. yılını kutluyorum. Bu festivalinde 100.yıla denk gelmesi çok önemli. Ayrıca bu festivale emek veren herkesi kutluyorum. Depremden sonra bu festivalin denk gelmesi esnaflar için çok iyi oldu. Lezzet festivali sayesinde esnaf 3 günde buradan bütün zararını karşılayıp belki de 1 yıllık kirasını çıkartacak. Burası 10 bin yıllık kadim bir kent, bu topraklarda her şey yetişmektedir. Bizim Adanalı kadınların elleri lezzetli. Adanalı kadınları da yürekten tebrik ediyorum” şeklinde Adana’nın çok eskilere dayanan yemek kültürünü dile getirdi.
Konuşmaların ardından festival mangalını Adana Valisi Yavuz Selim Köşger ve Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ile birlikte kent protokolü yaktı.
Uluslararası turizm pazarlama alanında faaliyet yürütmek amacıyla Hüseyin Kurt ve Serdar Söyler tarafından kurulan GLOBEMEETS’in “GLOBEMEETS B2B Networking Etkinliği” 22 Eylül 2023 Perşembe günü JW Marriott Hotel İstanbul Marmara Sea’de gerçekleştirildi.
Amac olarak, İstanbul başta olmak üzere ülkenin farklı şehirlerindeki karar vericilerin yanı sıra farklı ülkelerden hizmet sağlayıcılar ve turizm paydaşlarını bir araya getiren kaliteli ve verimli bir etkinlik düzenlemek olan“GLOBEMEETS B2B Networking Etkinliği” çok verimli oldu .
Doğrudan iş geliştirmeyi sağlayacak bir B2B ağ oluşturma etkinliğine katılan İstanbul’dan 250 kişi civarında MICE segmentinde çalışan acentalar, etkinlik yönetimi şirketleri, kongre acentaları, outgoing incentive, leisure, FIT ve outgoing kültür turizmi segmenti çalışan acentalar ile 25 farklı şehirden hosted buyer ,70 civarında acentacı organizasyonda ağırlandı.
Etkinliğe Uluslararası MICE Endüstrisi Derneği, İstanbul Seyahat Acentaları Tanıtım ve Geliştirme Derneği, MPI Turkey Club, Pazarlama İletişimcileri Derneği, Site Turkey, Tüm Etkinlik Teknolojileri Sektörü Derneği, Türkiye Uluslararası Etkinlikler Derneği ve Türk Hava Yolları gibi kuruluşlar da destek verdi.
Turizmde Yeni Bir Soluk Kazandırmak Ve Sınırları Ortadan Kaldırmak
GlobeMeets Başkanı Hüseyin Kurt açılış konuşmasında Turizme yeni bir soluk kazandırmak ve sınırları ortadan kaldırmak olduğunu söyledi.
25 şehir civarında ve KKTC’den acentelerin katıldığı ve 33 ülkeden DMC, havayolları, kruvaziyer firmaları ve sponsor iş ortaklarını bir araya geldiği tüm gün randevulu sistemde ikili görüşmelerin yapılacağını ifade eden Kurt “Bu etkinlik, geleceğimizi şekillendirecek çok önemli bir adımdır. Bizler, önüne çıkan her engele rağmen yılmadan güçlenen ve her zaman birbirine tutunan sektör paydaşlarıyız. Rekabet gücümüz ve dünyaya hızla uyum sağlayan bakış açımız ve vizyonumuz sayesinde sınırları aşacağımıza inanıyoruz. Turizm sektörüne yeni bir soluk kazandırmayı ve sınırları ortadan kaldırmayı amaçlayan organizasyonumuzda gelecekte de sürecek iş birliklerinin ve ortaklıkların kurulmasını cesaretlendirirken, yeni destinasyonlar ile kültürel deneyimler hakkında fikir alışverişleri yapacağız” dedi.
TÜRSAB Başkanı Firuz Bağlıkaya özetle “Önümüzdeki yıllarda turizm sektörünün dünya ekonomisindeki yerinin çok daha artacağını öngörüyoruz. Paydaşlar arasında sinerjinin yakalanması açısından B2B etkinlerin çok etkili ve önemli olduğunu düşünüyoruz. GlobeMeets B2B Networking Etkinliği’nin yeni işbirliklerine zemin hazırlamasını diliyorum.” Sözleriyle MICE, kruvaziyer ve sağlık turizminin çok önemli tirizm çeşitleri olduğunu belirten Bağlıkaya “Bu turizm çeşitleri nitelikli iş gücüne de katkı yapıyor. Bu sektörleri ileri taşıyan acentalarımızı dikkatle izliyoruz. İlerleyen yıllarda turizmin dünya ekonomisindeki payının daha da artacağını görüyoruz. TÜRSAB olarak turizmimizin gelişmesi için atılan her adımı destekliyoruz. GlobalMeets B2B Networking Event gibi etkinlikler de turizmi geliştiriyor. Bu etkinlikle acentalarımız güçlü ortaklıklar ve işbirlikleri kurmalarını diliyorum. Bu etkinlik için Hüseyin Kurt ve Serdar Söyler'e teşekkür ediyorum. Başarılı ve verimli bir etkinlik olmasını diliyorum” şeklinde Etkinliğin önemli olduğuna vurgu yaptı. Türkiye’nin turizm yolculuğunda MICE, bleisure ve farklı segmentlerin önemine dikkat çekti. Bu alanda büyük emeklerin sarf edildiğini belirten Bağlıkaya, “Kişi başı turizm gelirinin artırılması için en önemli segmentlerden bir tanesi. Aynı zamanda bu segmentler, sektörümüzdeki nitelikli iş gücünü de artıran alanların başında geliyor. Seyahat acentelerimizi başta MICE ve bleisure olmak üzere kruvaziyer, sağlık ve gastronomi gibi yüksek katma değerli turizm segmentlerini ileri noktalara taşımalarını gerçekten takdir ediyoruz.”dedi
B2B Etkinlik yorgunluk atmak ilişkileri daha da kuvvetlendirmek adına Fişekhane’ de parti ile devam etdi. Mükemmel atmosfer, müzik, dans gösterimi ve ikramlar Başarılı, verimli geçen toplantıya, “10 Numara ya” eklendi.
Fişekhane , sanayici kimliğiyle iki asra yakın bir geçmişe sahip olan “Zeytinburnu Fabrika-i Hümâyûnu” bünyesinde 19. yüzyılın ilk yarısında kuruldu. 1800'lü yıllarda inşa edilen ve klasik Osmanlı mimarisinin izlerini taşıyan su kulesi, zırhlı araç tamirhanesi, atölyeler ve depolar günümüzde kültür varlığı olarak restore edilmiştir. Mekan belediye tarafından tescil edilerek İstanbul'da mutlaka görülmesi gereken tarihi yerler listesine girdi. Dolayısıyla FİŞEKHANE, İstanbul'un en önemli tarihi değerlerinden biridir. Yaklaşık 170 yıl sonra, eşsiz restorasyonuyla şehrin yeni buluşma noktasıdır.
Başkanlığını Alinur Aktaş’ın yaptığı Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından düzenlenen 2. Bursa Gastronomi Festivali öncesi gün Basın mensuplarına Bursa Turizmi tanıtıldı. Şehrin Tarihi mekanları, ören yerleri, yaşayan kültür varlıkları tanıtıldı.
En çok ilgi ve takdirimizi, İpek böceği yetiştiriciliği çekti.
Büyük şehir Belediyesince tekrar hayata geçirme projesine özel sektörün katılması elzem. Ek bir gelir kaynağı sağlayan yardımcı bir tarımsal faaliyet gibi bakılan ipek böcekciliği aslında organik çok katma değerli çok büyük sektör. Dut yaprağı ipek böceğinin tek besin kaynağıdır. Bu nedenle, ipek böceği yetiştiriciliği, dut ağaçları yetiştirilebilen her yerde yapılabilmektedir. İpek böcekleri 1500 yıldır Anadolu'da yetiştirilmektedir.
Anadolunun birçok medeniyete evsahipliği yapmasından dolayı çok geniş bir mutfak kültürüne sahibiz. Altıyüze yakın endemik olmak üzere üç bine yakın bitki çeşidi olan ülkemizde, gastronomi turizmi olarak hak etdiğimiz yerlerde değiliz. Ancak Bu konuda her il Belediyesi yoğun bir çalışma içinde.
Sadece turizmin değil; kültür sanatın, birçok uygarlık kültürün etkisiyle asırlar boyu oluşmuş yemek zenginliğiyle gastronominin de başkenti olacağı inancında olan Bursa 2. Gastronomi festivalinde geçen yıldan itibaren ilerleme farkedilecek başarıdaydı.
Kente önemli bir festival kazandıran Bursa, sofraya gelen sebzenin, meyvenin, etin en iyisini üreten bir kent.
Bir gastronomi şehri olabilmek ne kadar zor olduğu, alışkanlıkların oluşmasının ve iyi gıdanın ne kadar önemli olduğu, yarının sağlıklı nesilleri için ne gibi çalışmalar yapılması gerektiği bilinciyle gastronomiye verdiği önemle Bursa tarımda sürdürülebilirlik ilkesini çok benimseyen yerel mutfağının cazibesiyle de tercih edilir hale gelen kadim tarihini barındıran eşsiz lezzetleri ile marka olmayı fazlasıyla hak eden kent.
Verimli topraklarında yetişen ürünlerle tarladan sofraya her zaman dillerdedir. Ancak sofrasına en yakın olan verimli tarlalara sahip Bursa Gastronomiye verdiği önemle marka şehir olmaya en şanslı en yakın aday şehrimiz.
2.Uluslararası Gastronomi Festivali sergiler, ürün tanıtımları, workshoplar, paneller söyleşiler, yarışmalar ve konserler ile devam etdi.
ATA Parti Genel Başkanı Namık kemal Zeybek ile Türk Devletleri Birliğini kurma kararlılığı hakkında söyleşi gerçekleştirdik.
Türk Devletleri Birliği daha önceden konsey vardı. Teşkilat ismine dönüştü. Ben birçok toplantılarına katıldım. Herkese artan bir istekle aslında bir birlik istiyorlar. Siz bunu yapmak istiyorsunuz. Evet. Ve şu anda tabii yedi üye gibi gözüküyor. Dördü biliyorsunuz kurucu. Üçü de gözlemci olarak daha sonra Türkmenistan'da dahil olmuş oldu. Fakat siz 16 galiba değil mi? Türk devletini bir araya getirmek arzusu içerisindesiniz.?
“16 sayısı çoğalır da, şimdi şöyle söyleyelim. Aşk olmayınca meşk olmaz diye güzel bir söz vardır.
Yani bu işin çözülmesi için önce Türkiye'yi yönetenlerin gerçekten Türk Devletler Birliğine inanmaları lazım. Inanç şart.”
Evet. Bu çok önemli.
“Geçmişte ben bu konularla ilgili çalıştım
Kültür Bakanı olduğum dönemde… Kültür Bakanı oldum. Evet. O dönemde daha Sovyetler Birliği dağılmadan önce Sovyetler Birliği zamanında, Sovyetler Birliği'ne bağlı olan Türk cumhuriyetlerine ve Türk ülkelerine Ben gitdim. Azerbaycan’la ilişkileri başlattım. 1990 yılında yine o yıl Kazakistan’la, Kırgızistan’la, Türkmenistan’la ilişkileri başlattım. Anlaşmalar yaptım. Ben, yani bu iş için söylemlerden eyleme geçtim.
Evet. O dönemde çok eleştiri aldım. Yani kendi partimin içinden bile beni eleştirenler oldu. Hatta bakanlardan eleştiren oldu. Niye gidip duruyorsun falan diye. Ne yazık ki. Yani isim, şimdi isim vermeyeyim.
Ben Anavatan’daydım, Anavatan, Bakanı beni eleştirdi. Bakanlar Kurulu'nda. Tabii ki beni eleştiren cevabını uygun şekilde alır. Ama eleştirdi.
Mecliste o zamanki sol partinin işte kendilerine sol diyen, ne solu yani. Sol, sağ diye bir şey yok da… Ama öyle diyen partinin sonradan kültür Bakanı olan milletvekili, Sayın Bakan, işte neden oralara gidip duruyorsunuz filan dedi.
Ama sonra ilk gittiği yer, Türkmenistan oldu. Çünkü ben Türkmenistan'la anlaşma yapmıştım.
Dolayısıyla, ben Bakan olsam ben gidecektim. Olmayınca yine bir milletvekili Sayın Bakan siz eski siyasi partinizin görüşlerinin tesiri altında beni MHP'li olduğumu ima ediyor eski. Niye Orta Asya Cumhuriyetlerine gidip duruyorsunuz? Bizi Turan maceralarına sürükleyeceksiniz. Yani çok cahilce sözler.. Bu ülkede yaygınlaşmıştır.
Ondan sonra ben de ona cevap verirken dedim ki değerli milletvekili tabii Bakanlar eleştirilere cevap veriyorlar mecliste. Ben de çoktandır, izinli olarak gidiyorum. Sizin için de problem yok demektir. Arkadaşımızın sosyalist olduğunu ima o da güldü, herkes de güldü. Alkışladılar filan. Ama şu, Bakanken başlattım bu işi..
Sonra bakanlıktan ayrılıp yani Anavatan’da liberaller kazanınca ben ayrıldım. Çünkü Anavatan Koalisyon'du. Ben milliyetçilerin temsilcisiydim. Liberaller vardı. Muhafazakarlar vardı..
Dolayısıyla liberal bir arkadaşımız Mesut Yılmaz kazanınca ben onunla yürüyemeyeceğim, görüşüyle ayrıldım. Efendim ondan sonra o dönem Başbakan olan Süleyman Demirel'in davetiyle ve adını da ben koydum. Beni dedim Büyük Elçi yapın. Başdanışman yapın.
Türk devletlerinin koordinasyonuyla ilgili görevlendirin. Yaz getir imzalayacağım dedi..
Yazdım kendime Bakanlar üstü yetki verdim. İmzaladı ve Bakanlar üstü görev yaptım. 1992 ve 1993 İki yıl Türkiye fırtına gibi esti. Yapılacak ne varsa ne mümkünse yaptık. Ne iş, uzun iş, anlatırım… Ama ne varsa ve ne mümkünse yaptım.
Sonra Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı olunca tabii Cumhurbaşkanlığı o zamanlar yetkileri yoktu. Başbakan olan Tansu Çiller'in de, Türk cumhuriyetleri ve Türk dünyası ve Türklükle ilgisi yoktur.
Dolayısıyla o dönemde Batı Türkiye'nin önüne bir Avrupa Birliği'ne giriş süreci havucu koydu. Ve Türkiye 1994 den başlayarak Türk Cumhuriyetlerine sırtını döndü…
Orada büyük bir düş kırıklığına yol açıldı. Sonra gelen iktidarlar döneminde de Türk cumhuriyetlerle ilişkiler sıradanlaştı. Bir amaca yönelik değil. Sıradan. Yani Mozanbik’le, şununla bununla neyse işte Türk cumhuriyetlerinde de o…
Fakat bu arada Kazakistan Cumhurbaşkanı Nursultan Bey orada Türk cumhuriyetlerinde Türklük bilincinde yöneticiler birlik bilincinde yöneticiler oldu..
Bunlardan birincisi de Nursultan Nazarbayev’dir . Kazakistan eski cumhurbaşkanı. Şimdi de Tonguç Elbasıdır.. Tonguç Başkan ve ikinci başkan diye hala bir rütbesi olan kişi. Belli yetkililerde olan kişi. 2009 yılında bizim başlattığımız yani Süleyman Demirel döneminde başlattığımız, Türk Cumhurbaşkanları zirve. Doruk Toplantısı'nda bir teklifle geldi.
Teklif Türk'ü devletleri Konseyi kuralım şeklindeydi. Ayrıntısı bu konseyin İstanbul'da bir genel sekreterliği olsun.
Azerbaycan'da bir ortak parlamentosu olsun, Kazakistan'da da bir ortak, Bilim Akademisi olsun. Ben orada kurdum dedi. Onu da buraya veriyorum dedi ve gerçekten Bilim Akademisi hala oraya bağımlı. Böylece o dönem Türkiye'nin Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül, Abdullah Gül'ün, Recep Tayyip Erdoğan çizgisinden bir farkı vardır. Ikisi de İslamcı olmakla birlikte biri milli görüş çizgisinden olduğu için ümmetçilik tarafı. Çok baskındır. Abdullah Gül ise büyük doğu çizgisinden geldiği için onlar da birazcık Türklük de vardır..”
Şeklinde ATA Parti Genel Başkanı Namık kemal Zeybek geniş bir ufuk turu attırdı. Konsey ve Teşkilat gibi zayıf birleşimler değil ekonomi ağırlıklı Türk Devletler Birliğini kuracağız..Dedi