23 Eylül 2022 Cuma

2022 Ukrayna Bağımsızlık Günü -Yılmaz Parlar

 



 Buruk Ancak Onurla Kutlanan Bağımsızlık Günü

Ukrayna Bağımsızlık Günü 

Özgürlüğün olmadığı yerde vatan da yoktur

Tüm dünyada fiyatı olmayan Anavatanı için savaşan, uygar bir insanın ilk erdemi olan vatan sevgisi, ruhlarında uyum ve özgürlük sevgisi hüküm süren Ukraynalılar, Bağımsızlık Günü'nü kutlama konusunda büyük bir coşku dile getirdiler. Cesaretleri ve özgürlüğe bağlılıklarıyla Dünyaya ilham verdiler…



Ukrayna İstanbul Başkonsolosluğu 24 Ağustos Ukrayna Bağımsızlık Günü kapsamında 21 Eylül 2022 Çarşamba günü Yenibosna Pulman Hotelde bir resepsiyon verdi.

Ukrayna İstanbul Başkonsolosu Roman Nedilskyi Eşi Ludmila Nedilskyi konukları karşıladılar. Etkinliğe Başda Ekümenik Patrik I. Bartholomeos, İstanbul yabancı Konsoloslar ve temsilcileri, iş,siyaset dünyası önemli isimleri olmak üzere Ukrayna vatadaşları katıldılar.



Şehitlere saygı duruşu ve iki ülkenin Milli marşları çalınması sonrası Igor Pasynchuk’un sunuculuğu üstlendiği program başladı. Kısa bir gece tanıtım konuşmasında sonra Igor Pasynchuk açılış konuşması için Başkonsolos Roman Nedilskyi’yi davet etdi.

Başkonsolos Roman Nedilskyi “Bu mesajımız dünyaya bir mesajdır; Yüce Ukrayna’dan başları dimdik tutan Ukrayna’lıların mesajıdır.” Dediği için konuşma metnini tam veriyoruz.



Başkonsolos Roman Nedilskyi “Nerede olursak olalım, nerede yaşarsak yaşayalım, Ukraynalı olduğumuzdan ve ülkemizi canımız pahasına savunmaya hazır olduğumuzdan sonsuz gurur duyuyoruz.


Bazıları, bu yılın Şubat ayında, Ukrayna'nın 72 saat, 48 veya belki de 24 saat içinde düşeceğini düşünüyordu. Hayır... Düşmanın gözlerine bakmaktan korkmadık.



Boyun eğmeyen Ukrayna halkı, bu adaletsiz, kanlı, terör savaşını zaten kazandı. Tüm dünya Ukrayna'yı, bizim cesaretimizi ve kahramanlarımızı tanıdı. Gelişen ülkemizde özgürce bağımsızca yaşamak arzumuz ve hakkımızda hiçbir şüphe yoktur. 


Ukrayna kendini bağımsız bir devlet olarak dünyaya tanıttı; Ukrayna markası özgürlük için mücadelenin sembolü haline geldi.


Topraklarımızı çok yakında işgalcilerden temizleyeceğimize ve hiç kimsenin bir daha aklında bile olsa Ukrayna'nın iradesine ve özgürlüğüne tecavüz edemeyeceğine izin vermeyeceğimize inanıyoruz. 

Ukrayna'nın geçici olarak işgal edilen Kırım'ımıza, Kherson'a, Donbass'a tüm bölgelerimize çok yakında Ukrayna devlet bayrağını dikeceğiz. 


Buça ve Irpin, Izyum ve Mariupol’daki kurbanlar, Ukrayna’lıların durdrulamayacağı, aksi takdirde bizi yok edeceklerinin apaçık bir göstergesidir. 


Düşmanımız, Ukrayna halkının soykırımını gerçekleştirmeyi hedefleyip terör ve kanlı yöntemlerle sadece insancıl hukuku ihlal etmekle kalmıyor, aynı zamanda insanlık dışı ve insanlık kavramının ötesindedir. İşkencelere maruz kalan siviller, öldürülen çocuklar, yok edilen kritik altyapımız, bütün bunlar sadece savaş hareketlrinin sonuçları değil, bunlar Ukrayna’yı ve Ukrayna’ya ait her şeyin bilerek bitirmesidir. 



Bu nedenle, Zafer tek seçeneğimizdir; düşmana karşı bir zafer, iyi ile kötü arasındaki mücadelede karanlığa karşı aydınlığın zaferidir. 


Türkiye’nin Cumhurbaşkanına, Hükümetine, Meclisine, tüm Yüce Türk Milletine, belediyelerin yetkililerine ve Ukrayna toplumuna desteklerinden dolayı teşekkür etmek istiyorum. 


Ekümenik Patrikhane'nin ve Ekümenik Patrik Bartholomew Hazretleri'nin desteği bizim için çok önemlidir. "Sizinle birlikteyiz, sizin için dua ediyorum" - Ekümenik Patrik Hazretleri'nin bu sözleri savaşın ilk günlerinden Zaferimize kadar yüreklerimize kazınmıştır! 


Sayın meslektaşlarım, İstanbul'da görevli Başkonsoloslarım, dostlarım! Savaşın ilk günlerinde ülkemi, beni ve meslektaşlarımı desteklediniz. Karadeniz Ekonomik İş Birliği Örgütü (KEİ) Genel Sekreteri Büyükelçi Sayın L. Comanescu'ya ve bu uluslararası örgütün Sekreteryasına yapıcı işbirliği için teşekkür ederim.


Destekleriniz için herkese teşekkür ederim! Gelecekte de Ukrayna'yı desteklemeye devam etmenizi çağırıyorum. Sizlerden en çok beklediğimiz budur! 


Ukrayna bugüne kadar topraklarının 3.000 km'den fazlasını kurtardı, karşı saldırı başarıyla devam ediyor. Ukrayna Silahlı Kuvvetleri ve Ukrayna halkı, dünyaya kahramanlık destanı, profesyonellik, demokratik değerlere ve özgürlüğe bağımlılığı göstermektedir. 



Ancak bugün itibariyle, nihai zaferimiz için, ortak zaferimiz için sürekli desteğinize ihtiyacımız var. Çünkü Ukrayna'daki savaş, dünya düzenine ve küresel güvenlik sistemine büyük bir tehdit oluşturmaktadır. İşgalcilere gerekli yanıtı birlikte vermeliyiz ve veriyoruz; çünkü insanlık, dökülen her damla kanın, kaybedilen her yaşamın değerini biliyor. Ukrayna'nın zaferinden sonra, dünya güvenliğini sağlamak ve trajedinin tekrarlanmasını engellemek için tüm hataları dikkate alarak uluslararası mekanizmalar üzerinde çalışmaya devam etmeliyiz. Çocuklarımız savaşların trajedilerine tanık olmayı hak etmiyor. Onlar uğuruna bunu değiştirmeliyiz. 


Ukrayna'nın zaferine inanıyoruz! Direniyoruz ve düzeni koruyoruz!

Yaşasın Ukrayna – Slava Ukraini!” sözleri sonrası yardım amaçlı piyano ve keman konser dinletisinin ardından Geleneksel Bağımsızlık kutlama Pastası Başkonsolos Roman Nedilskyi Eşi Ludmila Nedilskyi tarafından kesildi.


Resepsiyondaki foto sergileri ilgiyle izlendi. Genelde bayan askerlerin çoğunluğu olan Ukrayna ordusu aslında zarifliği, barışı temsil eden resim ilgimizi çekdi. Konukları görüntüledik.

Nadya Yaşenko bize Yenibosna Pulman Hotel sahibi eski İSTTA İstanbul Turizm Derneği Başkanı, Yönetim Kurul üyesi Bülent Saruhan Saraylı’yı Savaş dolayısıyla aileleriyle Türkiye’ye sığınan 500 kişiyi 6 ay boyunca Konaklandırdığı Günde üç öğün yemek yedirdiğini ve bazı Hastane gibi masrafları karşıladığını söylediğinde inanılmaz takdir ve saygımız kazandırdı. F/B Manager Okan Gül’ü yanımıza çağırdı. Okan Gül bize insanlık gereği ellerinden geleni yaptıklarını mütevazi bir şekilde dile getirdi.


Ülke 1991 yılında bağımsızlığını kazanmış olsa da, Rusya ülkeye saldırmaya devam ettiği için hala tam bağımsız değil. Rusya, Ukrayna demokrasisini baltalamak için elinden geleni yapıyor. Ancak Ukrayna vatandaşları, güçlerini yeniden kazanmak için çeşitli risklere rağmen. ”Özgürlüğün olmadığı yerde vatan da yoktur” diyerek kahramanlar yaratıyor.



Ukrayna Bağımsızlık Günü Tarihi


Sovyetler Birliği 1990'larda dağıldı ve 16 Temmuz 1990'da Ukrayna hükümeti devlet egemenliğini ilan etti. Bir yıl sonra, 16 Temmuz Ukrayna Bağımsızlık Günü olarak onurlandırıldı. Ağustos 1991'de Sovyetler Birliği'nde komünist yönetimi yeniden kurmak için bir darbe oldu, ancak başarısız oldu. Darbe girişimi sonucunda Sovyet hükümetine dönüş korkuları arttı ve halk milletvekilleri Ukrayna bayrağını Verkhovna Rada'nın oturum salonuna getirdiler. 24 Ağustos'ta Ukrayna parlamentosu Ukrayna Bağımsızlık Yasasını kabul etti ve Verkhovna Rada'nın binasında sarı ve mavi bir bayrak belirdi.

Ukrayna bayrağının derin bir tarihi geleneği vardır. 20. yüzyılda, 1917 ve 1920 yılları arasında Ukrayna Halk Cumhuriyeti'nin ulusal bayrağı haline geldi, ancak Sovyet rejimi altında yasaklandı ve bağımsızlık hareketinin bir sembolü haline geldi. Deklarasyonun koşulu, 1 Aralık 1991'de ulusal bir referandumun yapılması gerektiğiydi ve Ukrayna'nın doğu ve batı olarak ikiye ayrılabileceğine dair korkular vardı. Seçmenlerin %80'inden fazlası bağımsızlık lehinde oy kullanırken, %92'si evet oyu kullandı. Haziran 1992'de parlamento yasama değişikliği için oy kullandı ve 16 Temmuz'un yerini Ukrayna'nın Bağımsızlık Günü olarak 24 Ağustos aldı


 Kaderi zor ülke olan Ukrayna’nın Bağımsızlık Günü kutlu olsun diyoruz.

yilmazparlar@yahoo.com

5 Eylül 2022 Pazartesi

Üretim ve Tedarik Zincirinde Güvenilir Olmak-Yılmaz Parlar

 



  Üretim ve Tedarik Zincirinde Güvenilir Olmak

TÜYAP Fuar ve Sergi Merkezinde, 1-4 Eylül tarihleri arasında süren WorldFood 2022 fuarında pek çok panel düzenlendi. En önemli olanlardan biri, Yapder Güvenilir Gıda Platform Başkanı Celal Toprak’ın moderatörlüğünü üstlendiği, “Üretim ve Tedarik Zincirinde Güvenilir Olmak” konulu paneldi.


Öncelikle Gıda güvenliği nedir?Genel güvenliğe göz atalım

Gıda güvenliği, gıdanın hazırlanırken veya yenilirken kullanım amacına uyulması şartıyla tüketiciye zarar vermeyeceği' bir kavramdır.  

Gıda güvenliğinin sağlanması bir halk sağlığı önceliğidir ve gıda güvenliğinin sağlanmasında önemli bir adımdır. Etkin gıda güvenliği ve kalite yönetim sistemleri, yalnızca insanların sağlığını ve refahını korumak için değil, aynı zamanda iç, bölgesel ve uluslararası pazarlara erişimi teşvik ederek ekonomik kalkınmayı teşvik etmek ve geçim kaynaklarını iyileştirmek için de kilit öneme sahiptir.

Tüketicilerin güvenli, kaliteli ve uygun fiyatlı gıda ürünlerine yönelik beklentileri yüksektir. 

Güvenilir ve izlenebilir bir gıda tedarik zinciri, tarımsal gıda endüstrisi pazarının en kritik ve vazgeçilmez yönlerinden biridir. Tarım ve gıda üretimi, bir ulusun büyümesi ve gelişmesi için temel araç olmaya devam ediyor. 

Gıda izlenebilirliği, özellikle blok zinciri uygulamalarındaki yeni gelişmelerle birlikte, endüstri ve akademi genelindeki son gıda güvenliği ve kalitesi tartışmalarının merkezinde yer almaktadır.

“Üretim ve Tedarik Zincirinde Güvenilir Olmak” konulu panelde Moderatör Yapder Güvenilir Gıda Platformu Başkanı Celal Toprak, Panelistler; Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, İstanbul Ticaret Odası yönetim kurulu sayman üyesi Ahmet Özel, Topkapı Üniversitesi gastronomi bölümünün başkanı Prof. Dr. Aziz Ekşi çok önemli bilgiler paylaştılar.

Son derece hiperaktif panel gerçekleştiren Modeatör Celal Toprak samimi keyifli atmosfer içerisinde “Üretim ve Tedarik Zincirinde Güvenilir Olmak” önemli konuyu mükemmel bir şekilde işlemesini sağladı.


İlk söz verdiği Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz, öncelikle Balıkesir’i özetledi. “960 adet kırsal mahallesi yani köyü var.  290 kilometre sahil şeridi içerisinde turizm var. 

Balıkesir'in tarihinden bahsetmek gerekirse Balıkesir. Karesi Beyliği diye geçen bir yer. 1870  yıllarda Balkanlar’daki o ulusal hareketler başlayınca. Her yerden göç alıyor. Balıkesir bu 1870  Balkanlar’dan gelen ve Kafkas’lardan gelen o göçler sayesinde nüfusu 2 katına çıkıyor. 

Yani o günkü nüfusu 230 binken 460.000 civarına çıkıyor ve Balıkesir'in ismi oradan veriliyor. 

Karesi vilayeti olmasına rağmen bal çok demek hisarda yerleşke anlamında kullanılıyor. Yerleşkesi bol manasında kullanılıyor. 

Balıkesir'de gastronomide de gerçekten çok farklı özellikleri olan bir yer. Biz 50 peynirli şehir Balıkesir diyoruz. Dağlarından bal akan ovalarından yağ akan şehir Balıkesir diyoruz. 2 deniz bir şehir Balıkesir diyoruz. 

Hakkıyla balı üreten bir yer. 3 milyona yakın büyükbaş küçükbaş canlı varlığı olan 33 milyona yakın kanatlı varlığı olan bir şehirden bahsediyoruz. Zeytin ağaçları var ve yaş ağaç yaş ortalaması 152- 100 yıl, yani 1000 yıllık ağaçlar da var. 10 yıl önce ekilmiş ağaçlar da var ama değişmeyen bir şey var. Mesela bizim Körfez bölgesi Ayvalık, dünyada İtalya ve İspanya'dan yarışır. bir bölge neden sürdürülebilirliği ve aynı kaliteyi veren ağaçlar var? Coğrafi bölgede en önemli o yeni ekilmiş ağaçların daha şeyi belli olmamış, yani aynı kalitede vermiyor ama 100 yıldır aynı zeytinyağı kalitesini veriyor. 

Demlenerek yemek yapan ızgara kullanılmayan mutfağa çok güçlü balığın 1000 yıl öncesinden tuzlanarak Marina edilmiş mezeleri.” Şeklinde itibarına düşkün üreticelerin sağlıklı ürünlerini anlatdı. 

Ahmet özel. “İstanbul Ticaret Odası'nda da gıda komiteleri başkanlığını yürütmekteyim. Istanbul Ticaret Odası, 640000 üyeli bir Dünya devi kuruluş bu meseleyle. Tüm sektörlerin temsil edildiği meclis üyeleri ve komite üyelerince bir kurum, burada 9 komiteyle biz gıda sektörünü temsil ediyoruz. 9 komitede 30 meclis üyemiz de istanbul'a hizmet etme gayretindeyiz. 

Gıda ihtisas komitesi ne iş yapar? Gıda ihtisas komitesi gıda ile ilgili her türlü sorunu siyasetçilere gündemler ve bu Sektörlerdeki tüccarların gerek sorunlarını gerekçe daha iyiye olmalarına yönelik çalışmaları siyasi erk konusunda. Gerek uyarılarla gerek raporlamalarla gündem haline getirerek kanunlarda yer almasını sağlar. Biz böyle bir kurum ve kuruluşuz. Güvenilir ürün dendiğinde ne anlamamız gerekiyor? Tabii ki gıda sektörüyle ilgili biz daha çok güvenilirlik üzerinde duruyoruz.” dedi

Topkapı Üniversitesi gastronomi bölümünün başkanı Prof. Dr. Aziz Ekşi hilelerin tarihi anlatdı Yunan, İngiltere’den eski hilelere örnekler verdi.

“2 koşulu var birincisi. Yasal gereklilikleri yerine getirmek yasal gereklilikler ne söylüyorsa onları yerine getirmek, ikincisi de tüketici beklentilerini karşılama. Tüketiciyi ne istiyorsa onu yerine getirmek. 

Hilesiz rekabet ortamında toplumun talebini karşılaması lazım.,Hileyi ayırmak, saptamak gerçekten çok zor. Gerçek anlamda 1 gıda hileli mi değil mi? Bunu saptamak o kadar kolay değil ve hilesiz olanları kamuoyuna tanıtmaya başlıyorlar. Kontrol sıklığının iyi belirlenmesi lazım. Yani yapanın yakalanacağını bilmesi lazım. Yakalanması için de kontrolün belirli 1 sıklıkla yapılması lazım. Mesela türkiye'de sanıyorum 700 bine yakın gıda işletmesi var, üreten tüketen ve diğerleri. Satış yeri olarak sanıyorum bunların. 1 tanesine yılda 1 kere bile kontrol yapılamıyor. Oysa bilim diyor ki, üretim yapılan yerlerin yılda 4 kez. Satış yapılan yerlerin 2 kez. Tüketilen yerlerinde en az yılda 3 kez kontrol edilmesi lazım. Ona göre bir sistem kurulması lazım.” Gibi önlemleri dile getirdi. 


Sonuç olarak bizim anladıklarımız; 2050 yılına kadar dünya nüfusu 9 milyara ulaşacak, küresel orta sınıf 2 milyardan neredeyse 6 milyara ulaşacak ve bunun sonucunda gıda talebi 2050 yılına kadar artabilir” diyor. en az iki katı. Peki gezegeni yok etmeden ve geleceğimizi tehlikeye atmadan tüm bu insanlar için yeterli ve kaliteli gıdayı nasıl üretebiliriz?”

Gıda endüstrisinde, tedarik zincirinin verimliliği, kârlılık ve güvenlik için hayati öneme sahiptir. Gıda tedarik zincirinde verimliliği, güvenliği ve üretkenliği artırmak için birçok fırsat vardır.

En son trendlerin gücünden yararlanarak tedarik zincirin etkin bir şekilde yönetilmesi, kârlılığa katkıda bulunması ve tüketicilere güvenli ve kaliteli bir ürün sunulması sağlanabilir.

İletişim bulut tabanlı olduğunda, zincirde yer alan personelin, yöneticilerin ve diğer profesyonellerin kendi rollerini ve sorumluluklarını anlamalarını kolaylaştırarak her bir sürecin ana hatları düzenlenebilir.

Bileşenlerin ve hammaddelerin tedariği, Üretme, İşleme ve paketleme, Depolamak, Toptan dağıtım, Tüketicilere perakende yeniden dağıtım gibi tedarik zinciri aşamalarında; İzlenebilirlik eksikliği, Ürünlerin güvenliğini ve kalitesini koruyamama, Kötü depolama ve depolama uygulamaları, Taraflar arasında yetersiz iletişim, Artan tedarik zinciri maliyetleri, Enerji ve yakıt maliyetleri, Lojistik ve nakliye, insan gücü, Yeni teknolojiye yatırım, Depo ve mağazalarda stok takibi ve kontrolünün yapılmaması, Güvenilir veri toplama, veri kalitesi. Büyük bir sorun gördüğümüz alanlardan biri envanterdir. Maliyetleri kontrol etmek ve kaliteyi korumak ve müşterileri memnun etmek için envanterin dikkatli bir şekilde yönetilmesi gerekir. 

yilmazparlar@yahoo.com

12 Ağustos 2022 Cuma

Mango Festivali-Yılmaz Parlar

 



 Mango Festivali


Vitaminler, mineraller ve antioksidanlar açısından etkili sağlık yararları bulunan, binlerce yıldır Hindistan'da önemli bir mahsul olan mango tanıtımı için İstanbul Hindistan Başkonsolosluğu ve Gedik Üniverisite iş birliğiyle 10 Ağustos 2022 Çarşamba günü Teşvikiye Healin Foods mekanda festival düzenlendi. 



Hindistan'ın İstanbul Başkonsolosu Sudhi Choudhary, Gedik Holding –Gedik Üniversite Yönetim Kurulu Başkanı, DEİK Bangladeş İş Konseyi Başkanlığı ve DEİK Asya Pasifik Bölge Başkan Yardımcısı Hülya Gedik, Healin Foods sahibi Arzu Gedik festival açılış konuşmaları gerçekleştirdiler.  


Türkçe ve İngilizce konuşma yapan Hindistan'ın İstanbul Başkonsolosu Sudhi Choudhary, Çocuklarımıza ve sevdiklerimize sağlıklı beslenme konusunda yedirdiğiniz yiyeceklerle bilinçlimiyiz şeklinde giriş yaptı. Vatanı Hindistan olan mango'nun ülkenin her yerinde yetiştirildiğini, binlerce mango çeşidine sahip olduklarını, büyük bir kısmı dünya çapında ihraç edildiğini söyledi. Potasyum, beta karoten, çeşitli vitaminlerle dolu meyvelerin kralı antioksidan olduğunu dile getirdi.



Başkonsolos Sudhi Choudhary “Hindistan 2020- 2021 yılı hasatında 37 milyon dolar değerinde 21milyon tondan fazla mango ihracat etmiştir.

Türkiye’nin Hindistan mangolarına tam anlamıyla erişemediğini bu akşamda bu nedenle burada herkese tanıtmak için Hint mangosunu evinize getirmek istedik. Milyonlarca insan gibi sizin de beğeneceğinizi umuyoruz. “dedi


Türkiye Hindistan arasındaki hertürlü gelişmeleri artırmak adına özelliklede Ekonomi iş hacmini artırmaya hedefli çalışmalarıyla başarılı bir trend sürdüren Başkonsolos Sudhi Choudhary, Gedik Holding –Gedik Üniversite Yönetim Kurulu Başkanı Hülya Gedik’e ev sahipliği için teşekkürlerini sundu.

 


Kadının ekonomideki rolünü, her platformda yaptığı konuşmalardaki  fikirlerle, ufukları açan Hülya Gedik, Holding bünyesinde bulunan Gedik Üniversitesi ve yine bünyede bulunan Gedik Üniversitesinin Diyetisyen bölümlerinden eğitimli Healin Foods mekanlarında yaptığı  konuşmasında ; Başkonsolos Sudhi Choudhary ile birlikte düzenledikleri festivalde Hindistan’dan özel olarak gelen mangoları çeşitli tatlılarda ve sade mango meyvesi olarak sunacaklarını söyledi.


Sağlıklı mutfağa sahip oldukları için insan sağlığına zarar veren şeker, tuz vs. kullanmadıklarını, tamamen organik yiyecekler sunduklarını açıkladı.


Hülya Gedik, bu gibi vücuda zararlı olabileceğini düşündükleri ürünleri kullanmadıklarını, tamamen organik iyi tarım organik tarım ile üretilen ürünler ile onun içerikleriyle yapılan menüye sahip olduklarını ifade etdi.



Hülya Gedik “Bu sene beşinci yılını kutlayacağız. Güzel bir isminiz var ama bugün çok özel bir gün. Hindistan'dan gelen mangoları tanıtıyoruz. Bunun için Istanbul Başkonsolosu Sudhi Choudhary’e çok teşekkür ederim. Böyle bir konuda ev sahipliğinde bizi tercih ettiği için. Ben aynı zamanda DEİK’de İş Konseyi Başkanıyım. Kızım Arzu Gedik bu mekanın sahibi, onun da bu festivalde çok büyük katkıları var. Çok emek harcadı” Diyerek Arzu Gedik’i birkaç kelime yapmak isteyebilir şeklinde konuşmaya davet etdi


Hindistan’ın mango ihracatı için yeni coğrafya aramasını göz önünde bulundurduğumuzda; Arzu Gedik “Mangoyu Türk ithalatçılarına tanıtım için bu festivali gerçekeştirdiklerini, Hint mangolarını alıp Türkiye'ye getirmek ve farklı türde yiyecek veya içecek yapmak isteyen ithalatçılara bir ışık tutmak anlamında festivali özetledi



Sankritçede harika meyve anlamına gelen Mango, Hindistan'da M.Ö. 2000 yılına kadar uzandığı bilinmektedir.

İhracatı artırmada gıda işlemede yenilikler, meyvenin raf ömrünü uzatdığı gibi mesafe sorununun üstesinden gelen başarıyıda getirdi.

Hint mutfağının temel dayanağı ve dünya çapında popüler olan renkli, tatlı meyveler, K vitaminiyle kanın etkili bir şekilde pıhtılaşmasına ve kansızlığı  önlemeye yardımcı olur.  Ayrıca kemikleri güçlendirmede önemli bir rol oynar.

Mangolar ayrıca kan damarları ve sağlıklı kolajen oluşturmak için önemli olan ve iyileşmenize yardımcı olan C vitamini açısından da zengindir.

Mango, meyvenin sarı-turuncu renginden sorumlu bir pigment olan beta-karoten bakımından zengindir. Beta-karoten bir antioksidandır, mangoda bulunan birçok antioksidandan sadece biridir. Mangodaki antioksidanların, hücrelerinize zarar verebilecek ve potansiyel olarak kansere yol açabilecek serbest radikallerle savaştığı bilinmektedir.

Mangolar ayrıca kardiyovasküler sisteminizi desteklemek için de faydalıdır. Her ikisi de daha düşük kan basıncı ve düzenli bir nabızla bağlantılı olan harika bir magnezyum ve potasyum kaynağıdır. Ayrıca mangolar, mangiferin olarak bilinen ve ilk çalışmaların kalp iltihabını  azaltabileceğini öne süren bir bileşiğin kaynağıdır.

Bunun gibi çok yararlı bitki olan mangonun çeşitli sunumları Festivalde konuklara ikram edildi.


yilmazparlar@yahoo.com

4 Ağustos 2022 Perşembe

TEFED Hedef 4 Milyar -Yılmaz Parlar Haberi

 



  TEFED Hedef 4 Milyar  

Bir marka ile tüketicisi veya bir işletme ve personeli arasındaki bağlantının anahtar olduğu bir çağda, yüz yüze etkinlikler hayati bir araçtır.



Etkinlik sektörü, Konferanslar, sergiler, teşvik programları, toplantılar ve küresel zirvelerden festivallere, ürün lansmanlarına, spor gösterilerine ve kurumsal misafirperverliğe kadar çeşitlilik gösterir. Turizme, yaratıcı girişime, ticaret ve ihracatın gelişimine, ayrıca bilgi ve bilgi alışverişine ve topluluk uyumuna önemli ölçüde katkıda bulunurlar. 



İşletmeler, müşteriler ve personelle daha derin bir ilişki kurma ihtiyacının farkındalar, bu nedenle etkinliklere daha fazla yatırım yapıyorlar. Yüz yüze dönüşüm, gelecekteki satışlarda çok daha büyük bir başarı oranına sahip olacak.

Dünya etkinlik iş hacmi 1,5 trilyon doları aşan, istihdam açısından, tüm sektörlerden daha doğrudan işler yaratan, ülkelerin GSYİH'sını destekleyen etkinlik endüstrisi öneminin bilincinde olan dernekler, Tüm Etkinlik Sektörü Federasyonu (TEFED) çatısında sektörü ekonomik büyütmeye kararlı. 

Bu bağlamda Marmara ve Ege Bölgesi’nde etkinlik sektöründe faaliyet gösteren ve 76 sektöre istihdam sağlayan derneklerin birleşerek oluşturduğu “Tüm Etkinlik Sektörü Federasyonu”nun (TEFED) 1. Olağan Genel Kurul Toplantısı, 5 dernekten 120 delegenin katılımıyla Kuruçeşme Oligark Hotel salonunda gerçekleşti. 

TEFED’in Kurucu Başkan unvanını taşıyan Hüseyin Güler kısa açılış konuşması yaptı. Divan Heyetini oylamaya sundu.



Divan Kurulu Başkanı Hüseyin Kurt ve yardımcıları Burcu Bayramoğlu, Alper Koçak’dan oluştu.

Divan Kurulu Başkanı Hüseyin Kurt Genel kurulu Başda Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere şehitlere saygı duruşuna ve  istiklal marşı söylemeye davet etdi.

Tek liste yönetimle seçime giden TEFED, tek başkan adayı olarakda Yönetim Kurulu Başkanlığına Lütfü Sapmaz’ı getirdi.



TEFED Yönetim Kurulu Başkanı Lütfü Sapmaz yaptğı konuşmasında  “Kadim bir geçmişe sahip olan mesleğimiz; sadece insanların sosyalleşmesini  sağlamakla kalmamış, aynı zamanda nesiller boyunca barış ve dostluğun simgesi olmuştur. Pandemide kısıtlı olarak birçok sektör, çeşitli zorluklar yaşasa da kapalı olan tek sektör bizdik. Bunun diğer sektörlere ve sosyal hayata olan olumsuz etkilerini gördük. Birlik olarak bundan sonra bu olumsuzlukları yaşamamak, ülkemiz kamuoyu ve hükümet nezdinde sesimizi daha güçlü duyurabilmek adına çıktığımız bu yolda başarılı olacağımızı umuyoruz. Pandemi döneminde bir araya gelerek oluşturduğumuz bu birlik ve beraberlik; önce dernek, sonra federasyon çatısı altında birçok meslek dalına istihdam sağlayan ve Türkiye’ye yıllık 26 milyar Dolar katma değer kazandıran bir sektöre dönüşmüştür. Bundan sonraki amacımız; ülke içerisinde kendimizi daha güçlü kılarken yurt dışında da dünya kongre sektörü içerisinde 2014 yılındaki gibi ilk 10’da yer almak ve an itibariyle 500 milyon Dolar’a ulaşan yabancı düğün sektörünü; kısa vadede 1 milyar, uzun vadede ise ise 4 milyar Dolar’a çıkartmak olacak.” dedi



Başkan Sapmaz  “Günümüzde organizasyonlardan bahsederken sadece düğünler değil, aynı zamanda  geniş bir yelpazede kurumsal ve uluslararası  organizasyonlardan da bahsediyoruz. Sel, deprem gibi doğal afetlerle baş ederken  ne yazık ki sıkça  ‘organizasyon eksikliği’nden söz ediliyor. Bizlerin bu alanlarda da faaliyetlerine hız vermesi gerektiği görüşündeyim. Yeri geldiğinde bir afet anında da, acil bir durumda da organizasyonlarda hizmet eden veya bu işi organize eden tarafta yer almalıyız; yani bizler, işin sosyal sorumluluk tarafında da görev almalıyız.” Şeklinde Sektörün sosyal sorumluluk hakkında görüşlerine yer verdi  

Genel kurul Toplantı sonrası Yönetim aile fotografı çekimiyle son buldu. Federasyon özel çalışmalarına devam etdi.

yilmazparlar@yahoo.com 

22 Temmuz 2022 Cuma

20 Temmuz Resepsiyon-KKTC İstanbul Konsolosluk-Haber Yılmaz Parlar

 



 KKTC 20 Temmuz “Özgürlük Bizim Karakterimiz”

Türk Ulusunun Barış ve özgürlük için verdiği mücadelenin sembolü olan 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı 48'inci yıl dönümü münasebetiyle Yıldız Park, Çadır Köşkde verilen resepsiyonda, KKTC İstanbul Başkonsolosu Seniha Birand Çınar yaptığı konuşmasının bir bölümünde geçirdiği, Atatürk’ümüzün vecizesi “Özgürlük Bizim Karakterimiz” sözüyle günün mana ve öneminin özünü dile getirdi. 




Vatan parçası Kıbrıs, 1571 tarihinden önce; Donanmamızın, ticaret gemilerimizin, Akdeniz’de açılmasını engellemeye çalışan, taciz eden, soyan, yakan, Korsan Adası olarak ismi geçen, Kıbrıs’ın kıyılarında yerleşen korsanlar için Kıbrıs’a sefer düzenlenerek ve 80.000 şehit verilerek 1571 de Venediklilerden alınmıştı.



1571 den beri Türklüğünü kaybetmeyen var olma ve yaşam mücadelesi veren Kıbrıs Barış Harekâtına kadar, her gece diken üzerinde yatan Kıbrıslılar 20 Temmuz 1974 yılına kadar çok sancılı günler geçirdi. 


20 Temmuz, zulme son verilen, Kıbrıs Türk halkının istiklalini kazandığı ve adaya barışın geldiği kurtuluş günüdür. Kıbrıs Türk’ünün dayanışması ve mücadele ruhunun canlandırıldığı gündür, Türkiye ile sağlam bağların pekiştirildiği gündür, Tüm Dünya’ya Kıbrıs Türk’ünün Türk halkının duruşunu gösterme günüdür. Yiğitlik destanı yazanların günüdür. 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış Harekatı Kıbrıs Türklerinin gerçek bir soykırımdan Kurtarılarak yeniden hayat buldukları gündür.


 

Bugün Yavru Vatan, Ana vatan dan sonra Mavi Vatan şeklinde birlikteliğimizi ifade eden kavramdan söz ederken, Bölgede bulunan doğalgaz rezervleri ile yeniden dünya gündemine oturan Kıbrıs ve Türkiye için Mavi Vatan oluşumu özgürlük sayesindedir.

Mavi vatan, Doğu Akdeniz’deki Kıbrıs adası etrafında eşit hak sahibi olunan doğal kaynaklara Anavatan Türkiye ile birlikte sahip çıkma kararlığı, bağları kuvvetlendiren, ulusal çıkarların korunmasında, hak ve hukukun müdafaasında çok önemli bir stratejik boyut kazandırdı. 

Özetle; Eğitimli, zeki, karakterli, çalışkan, Ana vatanına bağlı Kıbrıs Türkünün özgürlüğünü, haklarını koruma mücadelesi verme kararlılığını hukuku tanımıyan ülkelere bildirme günüdür 20 Temmuz.. 



20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekatı'nın 48. Yıldönümü vesilesi ile Yıldız Parkı Çadır Köşk'te, KKTC İstanbul Başkonsolosu Seniha Birand Çınar ile Kıbrıs Türk Kültür Derneği Başkanı Zehra Bilge Eray'ın Ev Sahipliğinde bir resepsiyon düzenlendi.

Gerçekleşen Resepsiyona 1 Ordu Komutanı Korgeneral Kemal Yeni başda olmak üzere yüksek rütbeli, Generaller, Amiraller, subaylar, Türkiye Muharip Gaziler Derneği İstanbul Şubesi Dernek Başkanı Gazi Ahmet Kendigel ve Gaziler, Türk-Kuzey Kıbrıs Türk Ticaret Odası Derneği (TKKTTOD) Başkanı  Prof. Dr. Uğur Özgöker başda olmak üzere STK Başkanları, Temsilcileri, İstanbul ilçe Belediye Başkanları, seçkin davetliler katıldılar.



Hiç tereddüt etmeden mücadelede canlarını ortaya koyan aziz şehitlere, Atamıza saygı duruşu ve İstiklal marşı sonrası, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar mesajıyla, Türk Kültür Derneği Başkanı Zehra Bilge Eray, KKTC İstanbul Başkonsolosu Seniha Birand Çınar ve İstanbul Vali Yardımcısı Özlem Bozkurt Gevrek yaptıkları konuşmalarıyla, Kıbrıs’ın tarih derinliklerinden günümüze acılı tarihi gözler önüne sererek ufuk turu atdırdılar. Şehit ve Gazilere sevgi, saygı, minnet ve şükran ifadeleri dile getiren konuşma yaptılar

KTKD İstanbul Şubesi Yönetim Kurul Başkanı Zehra Bilge Eray, mutlu barış Harekatının neden yapıldığını anlamak, anlatmak, ve unutmayıp unutturmamak için 1974 öncesi Kıbrıs’ta yaşananları Hafızaları tazeleyen tarihi bilgileriyle konuşma yaptı…



 

Konuşma özetle;

1571 Yılında  Osmanlı İmparatotluğu Tarafından  Fethedilen, Türk vatanı olan Kıbrıs, Osmanlı imparatorluğunun  zayıflaması sonucu 1878 de İngiliz sömürge idaresine geçmesi,

Rumların  İngiliz sömürge yönetimine ve İngilizlere saldırılarda bulunmaları, Asıl hedeflerinin planlarının ENOSİS için en büyük engel olarak gördükleri  Kıbrıs ‘taki Türk toplumu katledilmesi, İngilizleri adadan kovmak ENOSİS’ i  ilan etmeleri,  

1950 li yıllarında dünya devletlerinin gözü önünde devam eden saldırıları, 

1 Nisan 1955 yılında Tethiş örgütü EOKA yı  kurarak saldırılarına başlaması,   

1957-1958  yıllarında arttırılarak adada Türkler için  yaşam şartları dayanılmaz hale gelmesi,

1959-1960 Londra ve Zürih antlaşmaları sonunda 1960 yılında  Türklerin ve Rumların aynı hakları kazandığı bağımsız KIBRIS Cumhuriyeti Kurulması,

1960 yılı Barış yılı olması,

21 Aralık 1963 akşamı Akridas Katliam planını uygulamaya başlamaları,

1963-1974 arasında 11 yıl devam eden açık hava hapishaneliği müddetinde Türkler baskı ve zülüm görmeleri, 

1974 katliam planı ile 15 temmuz 1974 sabahı saldırıya geçmeleri ve nihayet Zehra Bilge Eray, 20 temmuz 1974 Barış harekatın başlama sebebi gibi gelinen noktayı duygusal olarak hatırlatdı.

İstanbul Başkonsolosu Seniha Birand Çınar, “20 Temmuz 1974 Birçok bakımdan önem arz eden bir taştır. Sadece Kıbrıslı Türklere değil, Kıbrıslı rumlara da barış getirmiş olan garantili Türkiye'mizin cesaret ve kararlılıkla gerçekleştirdiği meşru ve hukuki bir durumdur.

Bugün, Kıbrıs Türk halkının, Adanın 1878 de İngiliz müdahalesini devriyle başlayan 100 yıllık Türk Atatürkçülük mücadelesinin dönüm noktası. Bugün ayrıca Kıbrıs Türk halkının   esaretin son bulduğu ve özgürlüğüne kavuştuğu gündür. Anavatan Türkiye’mizin kıymetli devlet yetkilileri, kahraman gazi kıymetli vatandaşlarım, yürekleri Kıbrıs için  atan siz değerli dostlarımız bu anlamda günümüz sizlerle kutluyor olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz  



Kıbrıs'a barış ve özgürlük içerisinde onurlu ve saygın bir yaşam süreci benim diye bu mücadeleyi vermiş olan aziz şehitlerimiz, toplum liderimizi Rahmet ve minnetle anıyorum. Her daim yanımızda olan Anavatanımız Türkiye ve gazilerimize şükranlarımızı sunuyoruz. Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi “Özgürlük bizim karakterimiz.” Kıbrıs Türk halkı anavatan Türkiye'nin de sarsılmaz desteği ile ilelebet bu karakterine yakışır şekilde barış ve özgürlük bayramını en içten dileklerimle kutluyorum.”  Şeklinde duygularını ifade etdi.

Kıbrıs'taki soydaşlarımızın maruz kaldığı insanlık dışı zulmü sonlandırmak amacıyla kahraman ordumuz tarafından gerçekleştirilen barış harekatı'nın üzerinden tam 48 yıl geçtiğini söyleyen İstanbul Vali Yardımcısı Özlem Bozkurt Gevrek “Bu harekat ile adadaki türk halkının uğradığı zulüm ve baskılar ortadan kaldırıldı. Adadaki haklarımızı ve varlığımızı dikkate almayanlar, şanlı tarihimizin her sayfasında yazdığı gibi o gün de hakettikleri cevabı aldılar. Türkiye Cumhuriyeti geçmişte olduğu gibi bugün de yarın da kıbrıs'ın barış ve esenliğin en büyük teminatı olmaya devam edecektir”dedi 

Mavi Vatan Sevdamız.


Vali Yardımcısı Gevrek, “Kıbrıs akdeniz'deki varlığımızın, egemenliğimizin sembolü mü? Barbaros Hayrettin Paşa'dan, Kılıç Ali Paşa'ya, Lala Mustafa Paşa'dan Günümüze Deryalara Sığmayan Mavi Vatan Sevdamız. Her Karışı Şehitlerimizin Kanlarıyla sulanmış vatan toprağımız Kıbrıs, ebediyete kadar, bağımsız ve egemen olarak kalacakdır. Şehitlerimizin aziz hatıralarınından ve uluslararası hukuktan aldığımız güçle Kıbrıs'ın geleceğe umutla bakması, güven ve huzur içinde yaşaması için mücadelemiz kararlılıkla sürecektir.”şeklinde ifade etdi

Resepsiyon klasik konser eşliğinde sohbetlerle son buldu.


yilmazparlar@yahoo.com

27 Haziran 2022 Pazartesi

SKAL İstanbul Kulübü 66. Kuruluş Yıldönümü-Yılmaz Parlar Haberi

 



  Turizm Amiral Gemisi SKAL Gurur Gecesi



Türkiye turizmin evrimini belirleyen faktörlerde büyük payı olan  SKAL International İstanbul Kulübü üyelerine, vefasını gösterirken 66. Kuruluş Yıldönümününde birliktelik sergilendi.



Turizm sektöründe en güvenilir ses, SKAL International İstanbul Kulübü, kuruluşunun 66. yıl dönümünde, SKAL International Dünya Başkanı Burçin Türkkan başta olmak üzere, Geçmiş dönem Dünya Başkanları Hülya Aslantaş, Salih Çene’nin katıldığı “Gurur Balosu” JW Marriott Hotel İstanbul Marmara Sea’da gerçekleşti.



SKAL International Dünya Başkanı ve Geçmiş Dönem Dünya Başkanları, SKAL Federasyonları Yönetim Kurulu ve Türkiye’deki SKAL Kulüplerinin Başkanları, SKAL İnternational PR Direktörü Annette Cardenas, SKAL İstanbul Kulübü Başkanı Can Arınel ve Yönetim Kurulu’nun birlikteliği ile Geleneksel Ritueli ile başlayan



Gecede yönetim kurul üyesi Mustafa Devrim Yalçın konukları takdim etdi.



Dünya Başkanı Burçin Türkkan Konuşmasının en önemli manidar sözü “Atatürk’e minnet borçluyuz. Onun sayesinde Amerika’da yaşayan bir Türk kadını olarak sesimizi dünyaya duyuruyoruz” yoğun alkış aldı. 



SKAL İstanbul Kulübü Başkanı Can Arınel 66. yıl Gurur Balosunda yaptığı açılış konuşmasında; 66 yıldır, dostluk ve iyi niyeti ön plana alan sektörel ilişkiler geliştirilmesi için çalıştıklarını die getiren Başkan Arınel, 83 ülkede, 354 kulüp ve 15.000’i aşkın üyeyi kapsayan SKAL International çatısı altında, en büyük SKAL kulüplerinden biri olarak Türk ve dünya turizmi için hizmet vermekten onur duyduklarını belirtti. 



Can Arınel “Ülkemize güveniyor ve turizmin kültürler arası köprüleri kurarak, gelecekte de barış ve kardeşlik ortamını oluşturacağına inanıyoruz. Turizmin sadece ekonomik değer yaratarak değil, toplumun sosyal ve kültürel yapısına etkilerinin önemini de görüyor, ülkemizin yarınlarının güvencesi olduğunu her fırsatta vurguluyoruz.



SKAL International Kulübü, dünya turizm profesyonellerinin, küresel turizmi ve arkadaşlığı yaymaya çalıştığı, uluslararası en yaygın ve en köklü turizm sivil toplum örgütüdür. Küresel çapta seyahat ve turizm endüstrisindeki tüm sektörleri bünyesinde toplayan dünyadaki tek organizasyondur. Misyonu; profesyonelliği, dostluklar ve liderlikle geliştirmek ve bu özelliği azami kullanarak “güvenilir ve sorumlu bir Turizm Endüstrisi” için çalışmaktır. Şeklinde SKAL Tarihini içine alan ufuk turu attıran konuşmasını sürdürdü.



SKALİTE Hakkında Can Arınel; 


 SKALİTE ile sektöre yön veriyoruz


“SKAL International İstanbul, salt hacmi ile değil, gerçekleştirdiği yaratıcı projeleri ile faaliyetlerini aralıksız sürdürerek, Türk turizmine katkıda bulunmaktadır. SKAL International İstanbul, ilk kez 1998 yılında başlattığı SKALİTE “Turizmde Kalite” ödülleriyle turizme yeni bir yaklaşım kazandırmıştır. Bu alandaki çalışmaları kalite üzerine yoğunlaştırarak gelenekselleştirdiğimiz SKALİTE ödülleriyle her yıl düzenli olarak turizm profesyonellerinin başarılarını kutlamaya devam ediyoruz.  66 yıldır “barış ve dostluk için turizm” ana fikriyle çalışmalarımızı kesintisiz sürdürüyoruz.”dedi



Gecede Yeni üyelerin yemin töreni de yapılarak, rozetleri takıldı. Gecenin sponsor olan JW Marriott İstanbul Marmara Sea Genel Müdürü Volkan Öztürkler, Artisan MGallery Genel Müdürü Bozkurt Atabek, İzzet Yakar Müzik Hizmetleri Yakar Allevici’ye teşekkür edildi. 

SKAL İstanbul 66. yıl pastası kesimiyle gece son buldu.


yilmazparlar@yahoo.com